Ağlamak için erken
Henüz gözlerin değmemişken hayata
Ağlamak için erken
Birileri seni konuşurken hala
Ağlamak için erken, bak şarkılar söyleniyor
Bilinmez kışlara doğarken güneş
Erken ağlamak için
Erken
Belki güleceğinden
Belki doğacağından
Bilirsin
Ağlamak doğmakla başlar
Belki güleceğinden
Belki doğacağından
25 Mayıs 2006 Perşembe
Erken Ağlamak İçin
20 Mayıs 2006 Cumartesi
Yeni Hevesler
Bir geceye düşer anıların gölgesi
Sessiz sakin
Ağır usul
Işığında umutların
Ve gözyaşları
Sessiz sakin
Bir geceye düşer anıların gölgesi
Işığında umutların
Ve biz düşeriz uçurumlardan
Ağır usul
İçimde anlatamamışlığın sesi
Bir keşke düşer dudaklarımdan
Ve hiçbir zaman
Geç değildir
Duyulur taze ruhumun
Yeni hevesi
7 Mayıs 2006 Pazar
İstanbul
Değişik iklimlerde bütün bir kainat
Umutlar kuş kanatlarında
Yıllık hasretlerin son bulduğu bir çınar
Gözlerim yapraklarında
Yapraklarında gümüş damlalar
Üzerinde dileklerim var
Bir dua gibi her bir söz
Yardıkça göğü dudaklarımdan
Zaman düşer suya
Bir surette ben
Gölgeler bile aydınlık
Sevinçlerimden
Ah o güller, şimdi
Geçiyorlar kırmızı
Sokaklarımdan
Gönlümün bir zerre tebessümünde
Saraylar kuruyorum
Hayal dünyalara
Bir İstanbul olsun bu
İstanbul şiir olsun
Düşlerim kadar duru
İstanbul benim olsun
İstanbul evim olsun
Bülbüllerin dönüp dolaşıp da
Damımda yuva kurduğu
2 Mayıs 2006 Salı
Sisli Saniyeler
Sis baharı gizlerken gözlerimden
Gözlerim şarkılarda buldu mevsimi
Umutlar sarayında taht bulmuş ey gönlüm
Aklıma esen şu hayal seninkisi mi?
Yüzyıllardır söylenir durur şairim
Ah, o vuslat ayları yine gelmedi mi?
Hala bekler gibi zaman bir bilinmez günü
Göz kırpıyor saçlarımdan suya
Gölgeler, aynalar ve düşler
Kurulu bir saat ve ufukta rüya
Gülüşler, görüşler, düşünüşler...
Ben mi sendim
Yoksa sen mi bendin der gibi
Pususunda günlerin
Pususunda saniyeler
Bir köşede onu gizler gibi...