Sessizce dalıp gittim bulutların arasından
Uydurdum en güzel yalanlarımı açık gökyüzüne
Masmavi dünya
Toz pembe hayat
Söylenen bir şarkı çarpar tenine
En özgür denizinde boğulur insan
İki hayat kaybolur gider
Biri diğerinin gölgesi
Öğle güneşinde küçük
Duymaz anlamaz şiirinden martılar hayatın
Kaybolmaya devam eder suda renkler
15 Aralık 2006 Cuma
Aşiyan'da
Sızı
Sızlayan sularda son bir alev
En derinlerde acım...
Boğulmak bu karmaşalar içinde
Bilmiyorum böylesine mi çeker insanı
Sevgi döşeli bahçelerde yağmur
Alabildiğine
Son kez görmüşlüğüm onu
Bir çamur
Sel içinde...
Aktı son yasım da ta ciğerimden
Nefes yaktı bedenimi
Her yerinden
Bir sormalık edebiyatım varmış
Bir bakmalık
Bir görmelikmiş hayat
Ayrılık güzelmiş aşktan
Kendimi avuttuğum yalan
Sızla ey yüreğim sızla
Sızlanır aşk da sızar damarımdan...
Kendimi avuttuğum yalan
11 Aralık 2006 Pazartesi
Sürgün Kıyılar
Yaslan kıyılarına sürgün denizim
Körpe ışıklar ayırsın bizi
Bu geçen son gemi de benim değil nasıl olsa
Yanıbaşımda uzanan sevgili
Yine sensiz geçti son çığlığımda hayat
Sözler boş
Ufuklar sessiz
Kızıl bayraklar
Manzara benden ibaret
Düşündüğüm tek bir an
Bir bardak çay içtiğim
Yaslan kıyılarına sürgün denizim
Sonbahar döksün yapraklarını
Bir çift göz bana baksın
Sur başından o kedi
Emanet yalnızlığıma
Yaslan kıyılarına sürgün denizim
Yaslansın hayalim yarınlarıma
Gerçek altın kasede
Hediye bir tadımlık
Yaslan ey sevgili
Ver onu bana