31 Temmuz 2007 Salı

Papatya

Yalnızlığı altın sandığında saklayan kız
Masasında
Tek bir gül
Yine yalnız
Cebinde
Pembe düşlerin mavi kırıntıları...
Sayar tane tane
Asi rüzgarlarda serpilen gülüşleri
Vokali
Su sesi
Bestesi
Gözleridir onun...
Düşünür, dalgın yeşil denizlere
Öyle bilmeden
Susuzluğunu papatyanın.

12 Temmuz 2007 Perşembe

Mazisizlik Özlemi

Kaybedilmiş anıların çizdiği
Tenha uçurumların kenarlarında
Geceleri sayıyorum
Affedilmeyi hiç öğrenmemiş bir çocuğun
Kalp atışları gibi
Sessiz sakin...
Sayılar dipsizliğinde ruhumun.
Üzerimi saran tek ışık
Karanlıktan sıyrılan
Nerdesin sen?

Sevdiğin yağmurlar
Ziyaret etmiyor buraları artık
Kurudu her yanda melekler
Gören olmadı sızlayan bedenlerinden sızan pınarı...
Herkes telaşında gelecek kıtlığın
Sebebini ben biliyorum bir
Nerdesin sen?

Masallarını dinledim insanların
Hafızalarını yokladım
Sen yoktun, anladım
Tek anlamı senin isminde gizli hayatın
Çaresiz bir ömür parçası gibi
Kopuverdin
Kayboldu hikayen
Kimseler bilmiyor seni
Nerdesin sen?

Boğaziçi’nde bir gün daha biterken
Denizin ellerine değer anılar
Ve kalınca yapayalnız her seferinde
Kalınca her yalandan uzakta
Gözlerim o şehir olur
Ben sen olurum
Alay eder İstanbul’un martıları
Nerdesin sen?

Altlarından çok sular geçmişken
Adlarını koyamadığım köprülerimin
Sisli korkuluklarında ben
Maziyi seyrederken dalıp
...öylece intiharı
beklerken...
Senli geçmişlerim vardı
Sensiz geçmişlerimiz var artık
Nerdesin sen?

Rengarenk dünyaların hayallerinde de olsa
Rengarenk gözleri var burada bir çocuğun
Yeşili yandı yalnızlığında hayatın
Beyazı kırmızıya çaldı
Bayrağı gibi sardı onu
Gıkını çıkarmadı
Vermedi ismini
Nerdesin sen?