15 Aralık 2007 Cumartesi

Sen

Ölüm kokulu şarap
Karanlıkta kızıl siluetler
Dolunay ve İstanbul
Ben seni yad ediyorum...

28 Kasım 2007 Çarşamba

Beyin Kanaması

Sen de rahatsızsan
Yürürken
Bir ayağının öbürünün önünde durmasından hep,
Sen de kafanı çevirdiğinde
Burnunun dikine bakmayabiliyorsan...
...
Azıcık daha renkliyse dünyan
Kulakların biraz daha kesikse
Bakışlarını dört açabiliyorsan
Görmelere
Hatta martılardan dinlediysen
Yaşamanın bestesini
...
Hoş geldin

......
...
Alır başını yürürsün de sen
Kimileri yalnız dikine bakar
Durdukları yer ister sarayı olsun kainatın
İster horozumun çöplüğü
Bin bir türlü perde sarkar
...
Ve çarpmaz ışığın onlara
İstediğin kadar renkli olsun gözlerin...
...
Dinledikleri
Liderlik delileri
Uyutmaca sözleri...
Bilmem, belki gelenek,
Örf,
Adet derler
Bir iç kanamadan başkası değil
Kafalarındaki...
...
...
...
Sence de hoşsa bilmek bunları
Hoş geldin...

12 Kasım 2007 Pazartesi

Yüzsüz Baharlar

Bırakır gider beni hep
Yüzsüz baharlar
Kehanet hep tersine batırır güneşi
Bir gözüm şaşı
Bir bendir gözyaşı...
Akar gider ufuklara ki sessiz değildir
Martıların bütün çığlıklarında okurum
Mektuplarımı
Göç etmeyen tek şeydir
Kara sevdam

11 Kasım 2007 Pazar

Tanımayın Beni

Değmeyin silip atılmış anılara
Boğulmuş enkazlar yıkmasın ellerimi
Acımasın avuçlarım
Yeniden...
...
İstemezseniz sevmeyin beni
Görmeyin
Göz kırıklarımı
Sarılmayın bana
Sarmayın beni
İstemez...
...
Neye kavuştularsa hatıralar
Çocukluklarımdandır
Büyütmeyin beni yeniden
...
Gözünüzde
...
Ben
Söz geçirilmeyen
Ve
Söz geçiremeyen
Sözüne bile...
...
Aşkla iliklenmemişlerse
Dudaklarınız
Öpmeyin beni
Kırar gider dudaklarım
Umulmadık kuruluklara...
Ve ağlasanız da
Geri getiremezsiniz
...
İçmeyin beni...
Sırılsıklamdır düşüncelerim
Yanlış anlaşılırlar
...
Ve uçar gider uçurtmalar
İpini bile tutmak istemezsiniz
...
Çünkü bilmezsiniz...
...
Siz en iyisi hiç
...
Tanımayın beni
...

Dokunanlar

Küçük bir dokunuş
Ne zaman aralasa maziyi
Olduk yere büyür
Dokunur
Öyle dokunur...
...
Düşünürüm
Ne vardır ki elimde
Birkaç satır sözden başka
Pişmanlık dolu
...
Ve saksılar boş
...
Küçük bir dokunuş
Yalnızca
...
Ve yalnızdır gözlerim
Bir çift de olsalar...
Ellerim usulca bulur mürekkebin kirini
Kara gecelerim...
Yalnızdır
Ve yalnızdır sevmelerim
...
Sevişmeye dönmezler bir türlü
Hep bu dokunmaların yüzünden işte
Ama suç onların mı ki?
Bilmem...
...

Yalnızdır ismim
Yaşananlar
Saksılar boş...
...
Ve günahımı
Kabullenmez hiçbir kuytu
Almaz beni içine
Yalnızdır ölüm
O bile...
...hep benim yüzümden

2 Kasım 2007 Cuma

Davet

Aç kapını bana
Ve fısılda
Baharlarını yağmur gönlünün
Söyle en güzel şarkını
Titrek sevgilerin suya düşen gölgelerini getir bana
Sakla gözlerini ki
Kolay olmasın sarmak
En büyük mucizemin taze deminde
Açan umut kokusunu.
Ve üfle gözlerime
Yeşili
Tüm ışıklar yeşil olsun
Bu gece
Sana gelen
Aç kapını bana
Ve al beni içeri
Tek hediyemdir
Kuytu yalnızlıklarımdan emanet aşkım
Senin için kuruttuğum günler
Yıldızsız gecelerim
Ve tek bir soru var
Sorulası
Tek hediyemdir
Kuytu yalnızlıklarımdan
Emanet aşkım
Kabul eder misin?

22 Ekim 2007 Pazartesi

Beyazlığında Kalmak Senin

Sevgili
Senin pencerenden de
Uçurtmalar uçurmak isterdim mavi okyanuslara
Sana da anlatabilmek isterdim
Gözlerimin susuzluğunu
Ve damlaların ziyanında geçen her gece
Bir yeşil nöbettir şefkati beklemek
Bana
Sen gel isterdim

Sevgili
Senin de benim gibi
Kaderi el yazması bir kalemin olsun isterdim
Mürekkebi aşk
Sonsuzluğuma çiz isterdim pembe gülüşlerini
...
Ve tuttuğun bardak olmak isterdim
Orucunu suyla açacağında...

Sevgili
Senin de çocukluğun olmak isterdim
Yine ellerimi arkamda bağlayıp ilk kez
İlk adımımı yeniden atmak
Seninle
Ve masallar okumak isterdim
Boyumdan büyük...
...
Adımı sen koy isterdim
Bakir aynaların nazlı camlarından
İlk kez bakarcasına tozlu bir yüze
“Kardelen” olmak isterdim
Ve senin beyazlığında kaldırmak başımı
Sıyrılarak kollarının arasından
Öpercesine vakti geçmiş hayalimi
Beyazlığında
Kalmak isterdim...

10 Ekim 2007 Çarşamba

Merak

Bir hayalin kıpırtısı mıdır bana yaklaşan
Bir kuşun göçü müdür yoksa
Saklanan...
Meraklarımda korkak
Ve sefil bir tıkırtının titreyerek beklediği gibi
Onu duyan kimliği
Bekliyorum ben de
Gelip beni alacak olan
Kuşku dolu bulutların keskin kokusunu
Sevmek kadar gerçek
Yokluk kadar
Yalan
Bekliyorum

Bugün

Bugün
Tüm geçmişlerim parça parça
Toz toprak her yer
Ve rüzgar
Esmede inadına
Benle boy ölçüşen...

Yağmura yapılmış her iltifattan
Daha elemlice bir ağlamaktır
Ilık bir ölümle irkilen tenime
Sarılan...

Ve bugün
Bilmediklerimin azalacağı bir yarındır
Koşmaktır...
Gülmek
Sevişmek
Özlemlerim bilinmeze de olsa
Bilmektir tek aşkım
Anlaşılmayan...

Bugün sendirsin
Söylemek ne güzel bunu
Şefkati adında bulduğum
Ve hissettiğim
Ve sen...
Karanlığı inletirken mavi delikler
Her bir diğerinden farklı olan
Tek bir damla...
Bugün sendirsin
Ve nasıl dolaşıp geldiysen bana
Yarın da öyle dön
Ne güzel şey
İstemek bunu
Bugün

6 Ekim 2007 Cumartesi

Ömür

Parmak uçlarıma çarpan uğultular
Ve eski bir gitar telininki kadar
Kısa ömrüm

1 Ekim 2007 Pazartesi

Keşke

Keşkelerim bitmez oldu
Keşke sen olsaydın...

12 Eylül 2007 Çarşamba

Elveda

Bana elveda demek için toplanmış tüm yıldızlar
Bu gece
Çırpınır rüzgar avuçlarımda
Son yaprağı da göze batar ayrılığın.
Son dikeni
Kayboluşlara saplanır
Ve ağlar gül
Ağlar gülüm...
...
Yine de habercisidir kaybolan bulutlar
Sensizce bir merhabanın, karşılamanın
Yalancılık çeken...
Ve sessizce yağacaktır yağmur
Gözlerimin içine dolarken
Yeni yeni hayatlar
...
Biliyorum rüya görmeyeceğim artık
Sarılmayacak bana karabasan uykular
Gözlerim yeni gözlere yabancılık çekerken
Utangaç
Kızaracak
Ve sen düşeceksin
Kaybolup gidecek
Dönmeyeceksin
Biliyorum...

Altın Kız

Pembeler içinde altın sarısı
Gülüşlerinden dökülen kalbin...
Ve sorgusuz hayatların asi sözleri
Bir bir yarattığın rüyalarda
Adsız mutlulukların sayıkladığı...
...
Yazarsın, yazgısızdır çünkü uzaklar
Seversin
Sevgilindir çünkü
Yasaklar...

4 Eylül 2007 Salı

Yaprak Yaprak

Satır satır düşer gölgeler
Yaprak yaprak solar anılar
Sen daha ne bilmeleri unutmamışken
Kazanışlar yitirir seni
Kalabalıklar yalnız bırakır
Ve tam kendimle kaldım derken
Baş başa
Tel tel düşer o kış başına
Tek yabancı kendin olur kendine
Ve tüm başkaları sen...
İlk kez doğruyu söylüyordur aynalar
Yine de
İnanmaya inanmayı
Öğrenmeyi öğrenememişsindir
...
Yine de...

Yalnız Bugün

Tek kalan gün
Sessizce ağlar eskinin peşinden
Tek kalanlar geçmiş sevgililerden...
Mazinin günleri
Hep diğerleriyle çıkarılır sandıklardan
Ve gelecek
Hep ardındaki yarınlarla umulur...
En şehvetli noktasından bağlanmıştır her tarih bir diğerine
Oysa bugün
Yalnızdır hep, bağlanmayı bekleyen...
Bugün sen de yalnızsın
Olsa da olmasa da etrafında başını yaslayacak akşam sefaları
Yalnızsın
Çünkü “birliktelik” başkalarıyla anılır her zaman
Mutluluğun içinde başka gözler görürsün
Ama yalnızlık senle hatırlanır hep
Üstelik yalnız senle...
Tüm diğerleri birliktedir
Senden öncekiler
Ve senden sonrakiler...
Ama sen yalnız... Yalnız bir “sen” isminde
...
Bugün yalnızdır ya
Yalnızlık senle anılır
Öyleyse bugün sen de yalnızsın
...
Ve unutma ki her güne bir bugün dersin
Sen hep yalnızsındır...

29 Ağustos 2007 Çarşamba

Yara

Yalandı bedenlerin öldüğü ve yaşadığı ruhların
Bunu bende ölen binlercesinden anlıyordum
Ve ben hala yaşıyordum

Kimseler bilmiyordu
O gölgelerin hiçbiri
Benimle sevişmiyordu
Yine de herkes inanıyordu bana
Bir tek sen inanmıyordun...

Şimdi ne zaman biri seni ansa
Umudun şarkısını fısıldıyorum
Ve sen de dinliyorsun

***

Yağmuru severdin...
Sen bir elini hep diğerinin avucunda saklardın
Yine de
Tanrı’dan sen ödünç aldın
Ve beni sen yarattın

...

Ben resimlerinin üstü çizilmiş figüranı
Seni hiç anlamamıştım
Bir yaraydın sen, görülmeden tapılası...
Artık kendi resimlerimi yapsam da
Ve kendi yarattıklarımla oynasam da
Ne zaman biri seni ansa
Umudun şarkısını fısıldıyorum
Ve sen de dinliyorsun...

5 Ağustos 2007 Pazar

Pazar

Dalgalar üç beş adım ötede
İçime işleyen
Pazarın arsız soğuğu
Pazarın arsız...
Hiç bozulmamış günler
Hep aynı konserveden
Çıkarır çıkarır harcarım

Yalancı Gönlüm

Cicim aylarını başlatan yalanları
Hiç ezberlemedim ben
Hiç yalnızken biriyle
Biriyleyken de yalnız olmadım
Yeşili gizlemedim
Kırmızıyı anlamadım
Hiç sarıda geçmedim...
Ben hiç uçurtma uçurmadım
Dalga geçmedim fesleğenlerle
Ve kırmadım
Ben hep dürüst oldum ama
Kandırdı beni
Yalancı gönlüm...

4 Ağustos 2007 Cumartesi

Rosa

Pembe rüyaların yeşil gözlerinde kaybolmak seninle
Yudum yudum içmek mavilikleri
Soluksuz
Gece gölgeleri sarmak, ve
Kızılında uyanmak asi sabahların
Rosa...

Kurak kirpiklerimin biricik sevinç yağmuru
Mehtap hüzünlerimi silip götüren tek rüzgar
Beni böyle sardıkça sar
Sardıkça, sar
Rosa...

Ellerini tuttukça kayar gider ellerimden
Zamanın elleri
Seninle bir başka deli
Sığ kıyılar
Sonsuzluğun kenarında
Tarihimi yitirdim ben
Seni buldum
Rosa...

Öptükçe notalar dökülür şarap dudaklarından
Titretir ruhumu nazlı tınıların
Sarhoş eder beni
Sende kayboluşlarım
Senfonilerin en güzeli okşar tenimi
Doyurur
Avuçlarında mavi mutlulukların
Sarhoş eder beni
Sende kayboluşlarım
Geriye bir tek sen kalırsın
Her şey
Sen
Rosa...

Yanmalıyım şimdi tenhalığında gülüşlerinin
Yitirmeliyim yitirişleri
Ve öylesine mutlu etmelisin ki beni
En güzel ayetini yazmalıyım Tanrı’nın sana
Rosa...

1 Ağustos 2007 Çarşamba

Lonely Pinks

When the sun rejected the innocence of the night
A dark blue leaf fell into my eyes
And a yellow chain gradually got smart
To besiege the faces of some lies...
There was a poor secret
Two red shoes
And watery lips...
Who knows which naked links
Were the witherness of pinks
And what was the reason of
Leaving the insolent body
When stars were turned off
To make me lonely

31 Temmuz 2007 Salı

Papatya

Yalnızlığı altın sandığında saklayan kız
Masasında
Tek bir gül
Yine yalnız
Cebinde
Pembe düşlerin mavi kırıntıları...
Sayar tane tane
Asi rüzgarlarda serpilen gülüşleri
Vokali
Su sesi
Bestesi
Gözleridir onun...
Düşünür, dalgın yeşil denizlere
Öyle bilmeden
Susuzluğunu papatyanın.

12 Temmuz 2007 Perşembe

Mazisizlik Özlemi

Kaybedilmiş anıların çizdiği
Tenha uçurumların kenarlarında
Geceleri sayıyorum
Affedilmeyi hiç öğrenmemiş bir çocuğun
Kalp atışları gibi
Sessiz sakin...
Sayılar dipsizliğinde ruhumun.
Üzerimi saran tek ışık
Karanlıktan sıyrılan
Nerdesin sen?

Sevdiğin yağmurlar
Ziyaret etmiyor buraları artık
Kurudu her yanda melekler
Gören olmadı sızlayan bedenlerinden sızan pınarı...
Herkes telaşında gelecek kıtlığın
Sebebini ben biliyorum bir
Nerdesin sen?

Masallarını dinledim insanların
Hafızalarını yokladım
Sen yoktun, anladım
Tek anlamı senin isminde gizli hayatın
Çaresiz bir ömür parçası gibi
Kopuverdin
Kayboldu hikayen
Kimseler bilmiyor seni
Nerdesin sen?

Boğaziçi’nde bir gün daha biterken
Denizin ellerine değer anılar
Ve kalınca yapayalnız her seferinde
Kalınca her yalandan uzakta
Gözlerim o şehir olur
Ben sen olurum
Alay eder İstanbul’un martıları
Nerdesin sen?

Altlarından çok sular geçmişken
Adlarını koyamadığım köprülerimin
Sisli korkuluklarında ben
Maziyi seyrederken dalıp
...öylece intiharı
beklerken...
Senli geçmişlerim vardı
Sensiz geçmişlerimiz var artık
Nerdesin sen?

Rengarenk dünyaların hayallerinde de olsa
Rengarenk gözleri var burada bir çocuğun
Yeşili yandı yalnızlığında hayatın
Beyazı kırmızıya çaldı
Bayrağı gibi sardı onu
Gıkını çıkarmadı
Vermedi ismini
Nerdesin sen?

28 Mayıs 2007 Pazartesi

Sen

En soğuk akşamların bittiği günlerde
Bensizliğimde kendimin
Ellerim üşürken
Dipsiz düşüncelerin mahzenlerinden yüreğim
Sığınacak bir kuytu ararken kaçıp
Sıcaklığında
Bir parıltıydı sanki gözlerin
Yeniden buldum dedirten bana
Aşkı
Ve en tenha en dip kuyusundayken hayat
Rüyalarım benden uzakken
Titrekken adımlarım
Seni buldum
Bir yalnızlıkta yürümektin sen
Birlikte
Konuşmadan
Susmadan
Bilmeden
Aniden
Sevmeden
Aşık olmak isteyen
Bir ben
Bir “ben”in haykırışıydın
Sen

25 Mayıs 2007 Cuma

Belirsizlik

Aklıma gelen suratlardan
Tutmuyor ellerim hiçbir şey
Düşünemiyorum
Görmüyorum baktığımda seslerini hayatın
İstemiyorum yapmak
Hediyesi her ne olsa sunulan
Her gün tekrarı gibi bir geçmişin
Yine kendimi
Bir şeyleri beklerken buluyorum
Bir günü
Bir saati
Bekler mi insan
Bir sevgiliyi bekler gibi
Nazlandıkça saniyeler
Duvarlar büyüdükçe
Koca koca olan gölgeler
Her taraf sis...
Ben
Tek kelime
Tek hece
Anlamsız ve boş...
Akıp giderken yanıbaşımda
Kimileri
Kimi emelleriyle
Ben yine takılı kalan bir parçada
Kurtarılmayı bekleyen...

18 Mayıs 2007 Cuma

Haberin Geldiği Sahil

ey mavi deniz
al beni
vur o sahillere...
bir bütünde kopuk kalmaktansa hayattan
parça parça kavuşmak yeğdir...
ne öldüğümü bildim
ne kimseyi
herkes benden uzakta
ben yalnız...
haberler gelir gider bu sahile
bu sahile o sahillere...
deniz
al götür beni
haberin geldiği yere...
...
gidemezsem eğer, anlamsız sevişmelerimdense
denizi olmayan bir karaya bağlayın beni
en suçlu yerimden asın kalayım
konuşamayan o dudakları
duyup, kalayım
bir keder bir keder... giderse bilmem nereye
kadar...
varıp kalayım
yakın beni de yakın
sızıp, kalayım
konuşamayan o dudaklara
yakın
beni de yakın
dalıp, kalayım

15 Mayıs 2007 Salı

Bizsiz O Şehir

Hatırlıyor musun bu sesi?
Hani küçük bir kıyı şehrimiz vardı senin hiç aldatamadığın
Her gece duyar dinlerdik...
Bayramlarımız olurdu kandiller
Sen beni
Ben seni
Arardık...
...
Şimdi
...
Bizsiz kaldı o şehir
Kaldırımlarda artık gezmiyor o nağmeler
O tepeden hiç bakmıyor masum gözlerin
Ve ben
Bakmıyorum...
Rüzgar saçlarınla sevişmeden
Esiyor mu esmiyor mu bilmiyorum
Ben sensiz...
Bilemiyorum artık hiçbir şey!
...
Bizsiz kaldı o şehir
Kumsalda oturaklar
Ve kimseye göre anlamı yok
Dalgaların ağlamasının...
...
Bizsiz kaldı o şehir
Çocukluk günlerimiz...
Bizsiz...
...
Ve bu şehir
Sensizdi
Yine sensiz
Ben sensiz...
...
Ben...
Ben değil...

10 Mayıs 2007 Perşembe

The City Without Us

The city without us
When the birds rise
Slowly
Without us
And your sweet
Eyes...
The city
Which knows our childhood
Which is windy
The city
Without us
And your hair isn’t
In my hands...
The city
Without us
And the beach
There is no wave
No cries

30 Nisan 2007 Pazartesi

Basitçesi

Kırgınım, kızgınım,
Ama sinirlenemiyorum...
Her şeyin farkındayım
Anlıyor ya da anlamıyorum
Ama bilmiyorum...
Çok mu karışık?
Ne zaman yeterince basit oldu ki...
Tekdüze mi demeli
Basit
Evet basit
Ne zaman yeterince basit oldu ki...
Buradasındır
Ben yazmazsam rahatlamayacağım
Sen de yazasın...
Sen beni anlıyorsun
Yani benim dediklerimi
Beni değil belki...
Gözyaşı sadece su değil...
...
O zaman öyle düşünmek de sadece bir hap gibidir
Başım yine de ağrıyacak...

Kendimlelik

Gecedir bazen huzru veren
Niye bilinmez
Bir yalnızlıktan diğerine koşar yüzüm
Durulunca sular...
Kalabalıklar içindeki kendimleliğimden
Kendi içimdeki bana aitlerle oluşu bulurum
İşte bazen
Bu benim huzurum
...
Gerçek yalnızlık insanlar arasında kaldı
Sözleri de onlara satmıştım ben
Kafiye dediklerini
Ya da ne süs bulduysam
Ne yalan...
Şimdi kendimin olanlarla baş başalığımda
Açık seçik
Cesur
Ve yalansız
İşte bu benim huzurum...
Bir zaman der gibi geceyi örtünmek
Utanmıyorum artık
Kimseden
Ne de kendimden...

19 Nisan 2007 Perşembe

Her Bir Ben

Bugünlerde bir garip şu başım
Küçücük hem de
Kimliksiz
Belki
Hiç yaşında
Bugünlerde bir garip şu başım
Alıp gitsem uzaklara
İpsiz sapsız
Onsuz
Bir deli boşluk
Bir deli ben
Bugünlerde bir garip şu başım
Ne mantığa ne de aşka
Zıt değil zaten anlamlar
Her bir ben
Başka başka...

17 Nisan 2007 Salı

Gizem

Geceye düştüğünde günün gölgesi
Cömert sızılarını bırak gökyüzüne
Rüyana girecek gerçeğin kabusu
Göremediğinde
Yıldızların yüzünü...
Şarkını söyle son kez ve gir
En bilinmedik gizeminin
Sıcak dürtüsüne
Ellerin öpsün hayallerini
Korusun düşlerini gözlerin
Açsın yüzünü yıldızların sır perdesi
Bakışlarına
Meraklı...
Çal beni de çal
Son çığlığımda uyandırmadan
Bırak kalsın rüyam
Gizemimde
Kal benimle kal
Son çığlığımda uyandırmadan
Bırak kalsın rüyam
Gizemimde...

12 Nisan 2007 Perşembe

Hayal

Senin hayalinle geçirilmiş bir marttan sonra
En güzel nisan yağmurudur gözlerin
Bana
Gülmeyi hatırlatan

11 Nisan 2007 Çarşamba

Hiçbir Şey

Hiçbir şey
Ve hiç bir şey (farklı)...
...
Hiçbir şey
(Eşittir)
Hissetmeme isteği
Ve hiç (bile)
Bir şey
Bir hiç şey...
(Hiç de bir şeydir...)
...
Hiçbir şey bile
İstemektir
Kanmayı...
Kandırmayı (kendini)...
...
Çünkü yalan “yoktur hiçbir şey” demek
Ve doğru ki aslında yoktur “hiçbir şey”...

Seni Yağmur

Anlamadılar seni yağmur
Hiç kimse anlamadı
Oysa sarmalıydılar
Sıkı sıkı
Islanmalıydılar ıslaklığın kenarında...
Bırakmamalılardı hiç
Alıp götürmemeliydi seni
Samyeli
Ve vurmamalıydın başını
Sert kayalıklara
Seni tutmalılardı yağmur
Yine bırakmamalılardı
Sevmelilerdi
Nasıl toprak kokusunu sevmişlerse
Öyle
Bilmeden

9 Nisan 2007 Pazartesi

Ben Sahte

Uzanmışım öyküler öyküler deyip
Bir başka dünyanın anısına
Dalmışım yalan dolan
Toz pembe
Sahte, anılar sahte...
Bakmışım o bilinmedik güzellikten
Kendimi bulmuş yitirmişim ben
Bir aşkın dirilişinde
Sahte silip attığım sevdam
Sahte...
Arıyorum, hepsinin arayış ismi
Kendime dönük bir kalem
İsimsiz sevgili
Karanlık içinden mavi parıltılar
Hala nasıl olduğunu bilmediğim bir sır
Bir gizem
İsimler sahte
Ben sahte...

5 Nisan 2007 Perşembe

Bir İç Çekiş

Solgun kıpırtılar
Beklenmiş bir güzide baharın
İç çekişi
Kime küskün güneş yine
Kim bilir o da benim gibi...
Çocukluğundayım kırgınlığın
Bekleyişin
Bir çocuk gibi
Çok şey istediğini bile bile...
Bir rüzgar daha esmemeliydi
Öyle ılık kalmalıydı hava
Gözlerim yağmuru
Hiç görmemeliydi
Bir daha

4 Nisan 2007 Çarşamba

Seni Bana

Seni bana vermelilerdi İstanbul
Harcamamalılardı böyle koyu rüyalarında
Senin de mutlu günlerin olmalıydı
Ben olmalıydım İstanbul
Şimdi biz iki ayrı eski kaldırımlarda
Ben sende sürgün sen bende sevdalı
Hiç böyle olmamalıydı
Seni bana vermelilerdi İstanbul
Beni gördüğünde
Senin de ellerin kaymamalıydı gözlerinden
Parmakların ıslanmamalıydı
Düşmemeliydi
Ben öpmeden
Senin de hayallerin olmalıydı İstanbul
Ve bırakıp giderken ardına bakarak
Döneceğini bilmeliydim
Benim de özlemlerim olmalıydı
Yanmamalıydım böyle
Geceler baktıkça yüzüme
Kokunu vermeliydi dudakların bana
Yalnız kalmamalıydı aynalar da
Benim takllidimle baş başa...
Sen olmalıydın İstanbul
Ben sende kalmamalıydım böyle
Bir yaralı aşığın şarkısını
Hiç söylememeliydim
Bütün vapurlara birlikte binmeliydik
Seni bana vermelilerdi İstanbul
Seni bana...

2 Mart 2007 Cuma

Yazmamalıydım

Seni eski günlüklerde okumamalıydım şimdi
Yanımda olmalıydın
Hatta bu şiiri de
Yazmamalıydım

Zar

Kal benden uzaklarda
Tamam, yok bir yol...
Seni de getirebilseydim demek
Boş...
Unutma kokumu
Unutma
Devamını getireceğimiz oyunu
Hayır bu böyle berabere bitemez
Biliyorsun...
Bir fincan kahvede bir kaşık zara
Dökülmüş nice anlamsız sayılar
Anlamsız günlere düşmüş
Anlamsız takvimlerde...
Hepsi geçsin gitsin istiyorum
Yine seni görmek
Bitirmek oyunumuzu.
Sahi,
Kimdeydi sıra?

1 Mart 2007 Perşembe

Sahipsiz İsim

Özlenmiş birkaç satır anıya
Veresi gelirmiş insanın bazen bugünü
Kaybolmuş hatıraların sisli ışıkları
Gözlerimde tüten...
Her duygunun ardından her bir ayrılıkta
Gömülen mazilerin çukuruna
Dökülen mesafeler...
Zaman mı uzak kalmıştı
Yoksa biz mi birbirimize
Şimdi şekilsiz bir çığlıkla
Nereye gittiğini bilmeden gün sayan
Ben miydim
Giderken son kez o yağmurlarda
Bir isim bıraktım emanet
Sadece
Sahipsiz bir isim...

25 Şubat 2007 Pazar

Dünler

Rüyalarımda
Denize soramadığım birkaç damla hayat
Şimdilerde erken ağaran günler...
Kayıp gitti hepsi gibi onlar da
...
Oysa bitmez bilirdik biz sabahın neşesini
...
Aşkların da parıltısını bastıran şimdilerde
Erken her şey gecesinde
Erken geçen son sesinde
Son bir çığlık bu yanan yer
Dinledim haber gelip giden yolculardan
Meğer el olmuş dönüp baktığım dünler

18 Şubat 2007 Pazar

Aşksız Kaldı

Sen bir mazinin dalgın gözleri
Şimdi çok uzaklarda...
Adında hüznü tutturduğum hayal perim benim
Unuttum dedim herkese seni
Ben bir gölge bugünü olmayan
Sonrası sahte ışıklar
Yalan sevdaların sürgün kölesi
Aşksız kaldı öpülen dudaklar